Haritanın En Ücrâ Köşesi...

...Masidherya diye bir yer

8 Aralık 2010 Çarşamba

Gökhan Özen / Teslim Al

       Dün bir mağazadayken duydum Gökhan'ın yeni albümünden bir şarkıyı.Akşam da önce kendi sitesine baktığım için Teslim al'ın klibini görüp onu izledim.Genel anlamda albüm oldukça iyi.Çok güzel şarkılar var ama klibin oluşturduğu negatif etkiyi üstümden atamadım daha.O nasıl bir kliptir öyle? 


       Öncelikle Gökhan'ı akıl hastanesine yatıranlar çok ayıp etmişler.Bizim mis gibi Bakırköy'ümüz varken ne diye ta Londra'ya yatırıyorsunuz?Bakırköy oradan çok daha iyidir,bi kere bahçesi yeter :) Hem oradan böyle hemen kapıyı açıp çıkıp kaçamazdı.E kocaman bahçe,bahçeden çıkana kadar birileri mutlaka tutardı onu.Bahçeden kaçsa hayranları yakalar, yani :) Diğer bir ihtimal Londra'dayken yetkililer tarafından hastaneye getirilmiş olması.Ki bu ihtimal de Londra'nın yeterince özgür bir şehir olduğu imajını yerle bir ediyor.Şarkı tuhaf,Gökhan da her ne yaptıysa saçmalamıştır tamam ama hemen yatırmak mı lazım dimi canım?


       Kolundaki "independent" dövmesi de gözümüze gözümüze giriyor bu arada.Bir an,böyle bir klibi sadece o dövmeye uyum sağlasın diye çektiğini düşünüyorum :)Sonra Gökhan'ın morali gayet iyi,şarkı bile söyleyebilecek durumda.Ama o bırakın koşmayı,yürümesini bile beceremeyen,ayakkabılarını çıkarmayı nice sonra akıl edebilen bi  kadından dahi kaçamadığına göre fiziken baya rahatsız olmalı. He, bi de artist heryerde artist,kaçmaya çalışırken bile:) Hani girdiği mağazada tanınmamak için değil de,üzerindekileri kendine yakıştıramadığı için kıyafet değiştirdiği çok açık.O kıyafetlerle nasıl parlıyo böyle "ben burdayım" diye.Ayakkabılarını da değiştirmeyi ihmal etmiyor hatta.(Çünkü klibin sonunda yakın çekim gösterilecek o ayakkabılar :> )Hastaneden kaçarken biz görmedik ama,paralarını ya da kartını da yanına almış olmalı.Buradan da anlıyoruz ki aklıyla çok da bi zoru yok diye düşünüyorum.


       Ama sonra uzun saç,bere takıp kadınları atlatmayı başardıktan sonra bile (bu arada çok yakışmıştı sahiden bere ve uzun saç )yakayı kurtaramayınca "yok yok,baya bi hasar  görmüş kafa herhalde" diye ümitsizliğe kapılıyorum yeniden.Yeniden diyorum çünkü "Ya esir al,ya esir ol.Na'parsan yap özgür ol" dediğinde anlamıştım zaten,var mental bi sorun :) Şarkının sözlerini Gökhan yazmamış hiç yoktan,diye avunuyorum.


       İşte başka bi hayal kırıklığı daha.O ellerini kollarını sallaya sallaya rap yapan,kilolu ve mutlaka kasketli adamların modası geçmedi mi daha? Ya da diyorum hani Londra'nın rapçileri de Bursa'nın şeftalisi,Malatya'nın kayısısı gibi olmazsa olmaz birşey mi acaba? Rapçiyi şeftaliyle kayısıyla kıyaslamak pek bi tuhaf oldu ama,daha iyisi de gelmedi aklıma şuan :) 


       Hem klibin senaryosunu,hem de şarkının sözlerini bir bütün olarak anlamlandırmaya,ikisi arasında bağlantı kurmaya gerçekten çok çalıştım.Ama pek başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim malesef.Bu şarkı ve klip listelerde uzun süre üst sıralarda yer alacak,bunu görebiliyorum.Ama benim listemde ve hafızamda 2010'un en kötü klibi olarak kalacak.Burda Gökhan'ın talihsizliği,ben çok az klip izlediğim için,daha kötüsü varsa bile izlememiş olmam...


    

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...