Haritanın En Ücrâ Köşesi...

...Masidherya diye bir yer

18 Şubat 2010 Perşembe

Son Okuduğum Kitaplar

            Bu aralar yemeyip içmeyip kitap okumak istiyorum.Üstelik her yerde.Geçen gün otobüste,ayakta durmaya zor yer buldum zaten, o biçim kalabalık.Tutunacak bi direk bulur bulmaz çıkardım kitabımı okumaya başladım:) Allah'tan son durakta inecektim.Yoksa ineceğim yeri kitaba dalıp ta geçmememin imkânı yok.Hatta minübüsten indikten sonra yürürken de okumaya devam ettim bi süre.Sonra trafiğe kurban gidebileceğim ihtimali aklıma geldi de koydum kitabı çantama.Yürürken kitap okuma gözlüğü olsa ne iyi olur değil mi? Gözlüğün tek camından etrafı görebileceksin,diğer camından da e-kitap okuyabileceksin.Göze bi gözlük camı mesafesindeki bi uzaklıktan -yoksa yakınlıktan mı demeliyim:) - nasıl okuyabileceksin ki demeyin hemen ! O kadar marifetli bi gözlük o mesafeyi de sanal olarak sağlar herhalde dimi..Ben bilim adamlarından ümitliyim:) Umarım ben çok yaşlanmadan icat ederler de,işime yarar...
        Ben son okuduğum kitaplardan bahsedecektim dimi:) İlk bahsedeğim kitabı Gönül ablam geçtiğimiz ramazanda hediye etmişti.Kitap fuarından aldığım kitaplar araya girince,bu kitap çekmecemde kalmıştı.Bir ay kadar önce okumaya başladım ve hâlâ da okumaktayım.Yo yooo,kitap çok kalın olduğundan ya da sıkılıp ta ara verdiğimden falan değil.Hiç bitmesin istediğimden...Ve her sayfası üzerine saatlerce düşünebileceğim kadar derin içeriğinden dolayı...
       Bu muazzam kitap budur arkadaşlar;
                                                      

       Resimden de anlaşıldığı üzere kitap Efendimiz (s.a.v) ve onu anlamaktan bahsediyor."Bahsediyor" demek öyle yetersiz ki aslında.-Dakikalardır buraya birsürü cümle yazıp sildim inanın.-Ne desem de,öylesine eksik kaldı ki..Umarım kitaptan alıntıları okuyunca ne demek istediğimi biraz olsun anlarsınız.
                                                  *   *   *   *   *   * 
   Efendim, 
Sen kendini "abduhu ve rasuluhu : Onun kulu ve elçisi" olarak takdim etmiştin.Sana iman eden bazıları sana hürmet adına seni kulluktan "kurtarıp" melekleştirerek hayattan dışladılar.Bu ifrata karşı başka bazıları da tefrite sapıp seni "güzel örnek" olmaktan çıkarıp bir "postacı",bir "ara kablosu" seviyesinde görerek hayattan dışladılar.
          Bunların hepsi sana iman ediyordu.Ama seni hayatımızdan çıkarmanın ızdırabını çektirdiler bize.Bu işi göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbirşeyi değiştirmedi.

                                                     *   *   *   *   *   *   * 

      Gün geçmez ki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın.
Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.Bıraktığın kutlu mirası hovarda mirasyediler gibi paylaştık efendim.Nebevî mirasın irfanî ve ahlakî boyutuna bir hizip,ilmî ve fikrî boyutuna bir başka hizip,siyasî ve harekî boyutuna bir başka hizip sahip çıktı.Yüzyıllardır tüm bu hizipler ,ellerindeki parçanın "bütünün kendisi" olduğunu iddia etmekle ömür tükettiler.Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu.Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup "hak benim" dedik.
     Oysa ki efendim, bazen parçalanan hakikat,hakikat olmaktan çıkar.Ait olduğu bütün içerisindeki bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir.Bunu farkedemedik efendim.
     Efendim,
     İsrailoğulları peygamberlerini katlediyorlardı.Biz de senin güzel hatıranı,emanetini,adını ve sünnetini katlettik... 
                                                                 *   *   *   *   *   *  

         Kitabın ilk bölümlerinde günümüz insanının peygamber anlayışı,oluşturduğu peygamber modelleri bi güzel irdeleniyor.Ve olması gereken peygamber inancı ayet-i kerîme tefsirleri ışığında anlatılıyor.Sonra Miraç ve Hicret gibi önemli mevzûlar yine ayet tefsirleriyle uzun uzun anlatılıyor.İlerleyen bölümlerde de sünnet ve hadis üzerine,ve yine peygamber efendimizi anlamak üzerine yazılardan oluşan bölümler var.Bu kitap Mustafa İslâmoğlu'nun okuduğum ilk kitabı.İnşallah diğer kitaplarını ve hatta tefsirlerini de okumak istiyorum.Öyle derin,ve öyle akıcı bir anlatımı var ki.Bu kitaptan ilk fırsatta ben de birsürü alıp hediye etmek istiyorum.Kesinlikle okumalısınız arkadaşlar.Okumanız için ne kadar ısrar etmem gerekiyorsa o kadar ısrar edebilirim:)






       Okuduğum diğer bir kitap ise İclâl Aydın'ın "Gördüğüme Sevindim" adlı kitabı.Bu kitabı alalı en az 2 yıl olmuştur herhalde.Bir çok kez niyet edip,başlamak için elime alsam da bir türlü okuyamamıştım nedense.Sonra da okuduğum kitapların arasına karışmış,varlığını bile unutmuştum.Çekmeceleri düzeltirken elime geçince cidden "gördüğüme sevindim" :) İclâl Aydın'ı çok severim zaten.Onu çoook uzun zaman önce bir dizi filmle tanımıştım.Gamzeleri ve duruşuyla,konuşurken bile şiir dinliyormuş hissi veren ses tonuyla daha o anda sevmiştim onu.Sonra yazılarını okuduğumda,hayatı da sesi gibi şiirsel anlatan kalemiyle tanıştığımda daha çok sevdim onu.Hem o da benim gibi bol bol üç nokta kullanıyor yazılarında:)
      Kitabı çok beğendim tabi ki.Bol bol satır altlarını çizdim.Hatta bazı yerlerde satır altlarını çizmeye yetişemedim, komple bir bölüme yıldız koydum:) İşte o altı çizili satırlardan bazıları ;
*   *   *   *   *   *   *                                                     
         * Günlük yazı yazarken içinden geçtiği hayatın rengini sürüyor yazar elbette yazılarının duvarına.
         *Biraz susabilmeyi öğrenmek gerektiğini anladım.Kelimeler çok keskin,çok acıtıcıdır ve kan döker.Bense beni şaşırtacak kadar dövüşçü olup ortalığı kan gölüne çevirebilirim.Ucundan kıyısından ağzımdan çıkanların tesirini gördüğümden bu yana bunu çok tercih etmiyorum.Susulmuş,söylenmemiş çok şeyim var ömrüm boyunca.Oysa ne çok anlatıyor gibiyim...
        *Bazen bazı şarkılar vardır,olmadık anda en yumuşak yerden gelip vurur insanı.Nedenini çok da bilmediği,aslında pek de umursamadığı bir ağlamaya çıkar yolu ve daha önce kim bilir kaç kez duymuş olsa da ilk kez duyuyormuşçasına bir şaşkınlıkla dinlemeye başlar...
         ......Bazen en savunmasız yerden vuran şarkılar gibidir güzel günlerden kalan hatıralar...
        *Savaş filmlerinde esir düşen askere işkence eden komutanlar ve adamlarını izlerken "bu bir film" diyerek dayanmaya çalışsa da insan,haber bültenini izlerken aynı teselliyi veremiyor kendine.Ya da gerçek hayatın içindeki işkencecileri tanıdıkça...Gözlerimi kapasam geçer diyemiyorsun.Gözlerini kapayamıyorsun
   "Dün gece çok güzel bir savaş filmi izledim,sana da vereyim sen de seyret" değil cümle...
   "Dün gece birşey gördüm az ötemde,kıvılcım daha bana gelmediğinden izledim sadece" diyorsun...
         *   *   *   *   *   *
          Kitap birkaç sayfalık bölümlerden oluşuyor.Baştan sona kadar zevkle okudum.Birkaç günde bitirdim zaten.İlerde tekrar tekrar okuyabileceğim kitaplar arasında yerini almış durumda "gördüğüme sevindim"...

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...