Profesör, konferans vermek üzere salona girmiş.Salonda, sadece ön sırada oturan seyis dışında hiç kimse yokmuş.Boş koltukları görünce, konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen profesör sonunda seyise sormuş:
“Buradaki tek kişi sensin.Kararı sen ver. Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?”
Seyis cevap vermiş:
“Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan hiç anlamam. O yüzden bana hiç sorma.Ama ben ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim”.
Bu sözler karşısında seyise hak veren profesör, kararını vermiş ve konferansa başlamış.Konuşmuş, konuşmuş… İki saatin üzerinde konuşmuş, anlatmış, yazmış durmuş. Sonunda sözlerini tamamlayan profesör, kendini çok mutlu hissetmiş ve görevini yerine getirmenin hazzı ve tatlı yorgunluğuyla seyise dönmüş. Aslında amacı, tek dinleyicisi tarafından da konferansın çok iyi geçtiğinin onaylanmasını duymakmış.
“Konuşmayı nasıl buldun?” diye sormuş.
Seyis cevap vermiş:
“Hocam, ben sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Yine de, eğer ahıra girdiğimde, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım”.
Alıntı
31 Mart 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder