Haritanın En Ücrâ Köşesi...

...Masidherya diye bir yer

9 Ekim 2010 Cumartesi

Haberler...Haberler...Haberler...

       David'i çoğumuz en az bir defa rastlayıp izlemişizdir herhalde.Onun diş operasyonunda verilen anesteziğin  etkisiyle kafayı bulup gözlerini kocaman açarak "Is this real life ?"diye sorgulayışını gülerek izledik evet.Bu tür ünlü olma vakalarının bir şekilde    nakite çevrildiğinin örneklerini daha önce de duyduk ama insan izlerken işin bu kısmını aklına getirmiyor.Gerçi bu çoçuğun bu kadar ünlü olduğundan da haberim yoktu ya.Haber yeni değil ama ben yeni rastladım.Orjinalini okumak isterseniz buraya tık. Bu da kendi web siteleri.İnternetten para kazanmak böyle birşey işte.Network muş,reklam okumakmış falan hikâye :)
                                        *   *    *   *   *   *   *   *
       Bu haberi de yine Saba'yı izlerken yanda editörün seçtiği haberler arasında gördüm.Üniversite açılışında yaptığı konuşmayla başbakanı ve cumhurbaşkanını kendine hayran bırakan üniversitelinin haberini.
       Yaptığı girişle hem üniversitenin reklamını yapması,hem de cumhurbaşkanı,başbakan ve dışişleri bakanının karşısında konuşma yapmanın kendisi için önemini belirtmesi gayet başarılıydı.(Başarılı bulduğum tek kısım da buydu zaten )
       Ama aynı şeyi Youtube ve Vimeo yasaklarına yaptığı gönderme için söyleyemeyeceğim.Yasaklı sitelere tünel-proxy vasıtasıyla ya da DNS ayarlarını değiştirerek kolaylıkla girilebileceğini bilmeyen mi kaldı artık? Eğer illa mesaj vermek istiyorsa bunu başka bir şekilde yapmalıydı.Hem ev ödevini yapmadan okula gelen çocuklar gibi konuşmasının iyi olmamasıyla ilgili bahaneler öne sürmesi de hiç şık durmuyor.Konuşmasının yeterince iyi olmadığına kendisinin vurgu yapması yanlış bir tutum bence.İyi olmadığını düşünüyorsan çıkmazsın oraya yani.Eğer orda amaç "aslında çok daha iyiyimdir de..." demekse de çok amatörce.


       İşin protokol kısmına gelince;
   Öncelikle açılışlarına hem cumhurbaşkanının,hem başbakanın,hem de dışişleri bakanının geldiğini göz önünde bulundurursak sahiden çok "özel" bir üniversite olmalı.Bunun dışında  başbakanın ve cumhurbaşkanının konuşmacı arkadaşın özgüvenine bu kadar şaşırmalarını da pek bi garipsedim.Nedir yani, çıkıp "çok heyecanlandım karşınızda konuşmaktan" falan deyip kem küm etse daha mı normal olurdu? (duruma bakılırsa zaten heyecanlanmış,o da ayrı)Aslında haber bültenlerinde başbakanımızı halkın içinde de görüyoruz çoğu kez.Bilmesi lâzımdı yeni neslin özgüveninin tavan yapmış durumda olduğunu.Abartmıyorum benim 13 yaşındaki kardeşimde bile var oraya çıkıp konuşma yapacak kadar özgüven.İmkan bulsa çıkıp karşınızda ne konuşmalar yapacak birsürü genç var bu ülkede.Karşısında sahiden ceket - kravat çıkartılacak konuşmalar yapabilecek gençler...





                                        *   *    *   *   *   *   *   *
       Son olarak Yeni Aktüel'in "Kadınlar neden façalı erkek sever?" başlıklı haberinden bahsedeceğim. Ben Günaydın'da okumuştum gerçi."Façalı erkek kadınını korur " diye başlık atmışlar onlar da.
       Kıvanç'ın yeni rolü için girdiği kılığı görünce (Nino'nun Ooku'daki saçlarını gördüğümdeki kadar olmasa da )"hiiiii n'olmuş sana böyle" diye irkildim önce bi. Fotoğrafını da ekleyeyim buraya dedim ama içim elvermedi.Neyse,habere dönersek; Yeni Aktüel dergisi kadınlara neden yaralı yüzlü erkekleri çekici bulduklarını sormuş.Cevaplardan birkaçı da şöyle:


       Ekin Türkmen : Yara izi olan bir erkek;cesur,korkusuz,gözü kara,kadını kollayan bir izlenim yaratıyor.Sert,güçlü,yürekli adam karakteri çekici geliyor.
       Özlem Tekin : İlker çağlardan beri yüzünde yara olan erkek savaşmış ve kazanmış demektir.Kadınlar da savaşçı erkekleri sever.Bence bunun sebebi bu.
       Şebnem Bozoklu : Genelde benzeri olmayan ve alışılmamış herşey güzeldir.Şahsen ben de farklı birşey varsa ona bakarım.Normal düzgün adam sıradan gelebilir.Façası olan bir erkek benzersizdir.Ve bu onu farklı kılar.


      Kıvanç'ın yeni halini beğenmedim ama beğenen beğenir gayet tabii.Ama bi façaya bakarak  bi adamı neredeyse kahraman ya da tarz sahibi yapmak da herkesin harcı değil :)Yani ne malum o yarayı cesaretli olduğu için girdiği bir durumda aldığı? Öyle  ya,biri gelip çizittirivermiş,o da öylece gıkını çıkartmadan kalakalmış olamaz mı? Hadi diyelim sahiden savaşçı bi ruhu var,savaşırken aldı darbeyi.Her savaşan haklı olduğu için,ya da iyiyi koruduğu için mi savaşıyor?Nerden biliyorsun savaşın aptal bi çete dalaşması olmadığı? Sonra savaşta sadece yenen taraf mı darbe alıyor? Yenilenlerin hepsi ölüyor mudur nedir? 
       Belki de o faça hiç de öyle kavgada-savaşta olmadı.Çocukluğunda durduğu yerde durmayan yaramaz bi çocuktu da bi yerden düştü de öyle kaldı o iz.Ya da yaramaz bile değildi,biri itti öyle düştü.Ya da sadece ayağı takıldı düştü...Veya çok özeniyodu façalılara gitti biyerde yaptırdı :)
       Son yorumdaki "normal adam sıradan gelebilir"  başlı başına bi konu zaten.Malesef normal adamlar sıradan olarak nitelendiriliyor artık.Halbuki normal olmak sahiden zor günümüzde.Şahsen ben toplumun normlarına göre düşünmeyi,davranmayı çoğu kez beceremiyorum.Sonra da "herşeye muhalefet"e çıkıyor adım :) Hem adamın normal olup olmadığına façasına veya başka fiziki özelliklerine göre karar vereceksek yandık o zaman.
       En önemlisi façalı erkek kadınını nasıl & nelerden korur?

  • sağlığına zararlı olduğunu söyleyerek içtiği sigaradan mı?
  • sürekli karşıdan karşıya geçerken ya da araba kullanırken dikkatli olmasını hatırlatarak trafik canavarlarından mı?
  • tüm kozmetik ihtiyaçlarına ve hatta isterse estetik ameliyatlarına sponsor olup,bunların yetmediği yerde ölümsüzlüğün recetesini keşfedip yaşlanmaktan mı?
  • ya da gece yatmadan önce ballı sütünü içirip, küçük kalmaktan;ne bileyim,elinde nano uv temizleyiciyle gezip bulunduğu her mekanı,dokunduğu herşeyi dezenfekte edip mikroplardan mı korur?
  • yoksa "diğer" façalılardan mı?

        Böylesini filmlerde bile bulamazsınız,hiç aramayın.(Aklıma Mei-chan'ın kâhyası geldi:) O bile bi defasında Mei'yi koruyamamıştı da kahrından ölecekti nerdeyse zavallım.) Hadi var diyelim böyle bi erkek bu illa façalı mı olmalıdır,façası olmasa olmaz mı ?


       Hem nedendir bu sürekli korunma isteği anlamadım ki.Yani kimse kimseye 7/24
korumalık yapamaz di mi? Bir yerde başınızın çaresine bakmak zorundasınız.Biraz özgüven lütfen ! Zaten hayat yeterince zor,yetmiyormuş gibi erkeğe ekstradan size ebeveyn olma yükümlülüğü getirmek niye ? Diyeceksiniz ki herkesin rolleri var ama bu böyle.Evet birbirini eksik kaldığı yerde desteklemek güzel tabi.Ama hani her iki taraf da mümkün olduğu kadar güçlü olmalı bence.Ya korunmaya gelince "kırmızı başlıklı kız",ama kararlarınıza,fikirlerinize saygı duyulması mevzuuna gelince "özgür kız" olma çifte standardınıza ne demeli ?Yine fena dağıttım bak...
       Daha spesifik ele alırsak.(Allah korusun )Yanınızda bi erkekle birlikte bi saldırıya uğradınız diyelim.Mantıklı olarak bakarsanız;o erkeğin sizi koruyamaması ihtimali de koruması ihtimali kadar gerçekçi malesef.Koruyamayan erkek yürekli değildir kanısına varmak çok cahilâne değil mi?Yani bi silahlı magandaya (daha kötüsü maganda grubuna ) rastladığın zaman öyle façanın  falan hikâye olacağını haber bültenlerinde görmediniz mi hiç ?Hm? Yoksa sizin façalınızda da mı var silah?Böyle bir toplum mu olalım gittikçe?Hem sadece façalı ya da kallavi tipte erkeklerin savunması mı iyidir? Güzelim dövüş sanatlarını bilenlerin hepsi öyle tipler midir? Façalı erkekler yenilmezliğin patentini mi almışlardır yoksa?


       Neresinden bakarsam bakayım,"façalı erkek korur " önermesi her yanından döküldü,elimde kaldı :) Ama en çok takıldığım mesele ne biliyor musunuz? Ben fena halde sıkıldım insanların böyle yüzeysel özellikleriyle kategorize edilip değerlendirilmesinden,bu şekilcilikten ! Bu bugün façalı erkek olur,yarın başka bişey.Ama mantık hep aynı.Sahi ne zaman öğreneceğiz birbirimizin dışını geçip içindekileri de görebilmeyi ? Bunun için çaba harcıyor muyuz en azından? Bu yüzeyselliği aşmanın insan olabilmek için gerekliliğine inanıyor muyuz ...
       Olaya sadece o tür erkeklerin kadınlara çekici gelmesi olarak bakarsak gayet masumâne.Burda dergiye de sözüm yok.Onlar da işlerini yapmışlar,var olan bi durumu mercek altına almışlar.Bize lazım olan şey durup bi özeleştiri yapmak bence.Kriterlerimiz bu kadar basit mi diye...

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...